22 Kasım 2010 Pazartesi

ZEYTİN

Zeytin

Zeytinin faydalarını bilmekle, dünyada henüz zeytinle hiç tanışmamış insanlar olduğunu düşünürsek ne kadar bahtlı olduğumuzu da sanırım anlayabiliriz. Evet gerçekten de günümüzde zeytini hiç tanımayan ve dolayısıyla bu kültürden yoksun yerler var. Ancak bu güzel gıda bizim ülkemizin mümbit topraklarında yetiştirilmekte olup bizler de zeytine ve onun yan ürünlerine kolayca ulaşabilmekteyiz.
Yüzyıllık Tedavi: Yüzyıllardan bu yana gelen kültür mirasından edindiğimiz bilgilerden biri de, zeytinin meyvelerinin çok iyi dövüldüğü takdirde burkulma, ezilme, ve çarpmalardan meydana gelen kızarıklık, morarma ve ağrılar için bu bölgelerde haricen bağlanarak kullanıldığında şifa vereceğidir.

Sabah Sabah Zeytinyağı mı ?Evet sabah sabah zeytinyağı nelere iyi geliyor. Her şeyden önce peklik çekenler ve bağırsak tembelliği olanlar durum normale dönünceye kadar sabahları bir yemek kaşığı zeytinyağı içmeyi alışkanlık haline getirmeliler. Bunun yanı sıra bir fincan zeytinyağına bir fincan limon suyu ekleyip içilirse böbrek ve safra taşlarına da iyi gelmektedir.

Ezilmiş sarımsakla karıştırıp ağrıyan yerlere sürerseniz romatizmalara da iyi gelir.

Pişiklere MutlakaBebekleriniz pişik mi oldu? Avuç dolusu parayla alınabilen çok pahalı ürünler yerine küçük bir kavanoza koyacağınız saf zeytinyağı ve bir parça pamuk işinizi fazlasıyla görecektir. Ayrıca çeşitli yaralara (açık yaralara değil) dıştan kullanıldığında son derece iyi gelmektedir. Yine aynı şekilde bir parça pamuğu zeytinyağına batırıp kompres yapmanız yeterlidir.

İçimizi Balla Dışımızı Zeytinyağıyla: Bu sözün aslı "içimizi balla, dışımızı zeytinyağı ile yıkayalım"dır. Ve yüzyıldan fazla bir ömür sürdüğü söylenen filozof Demokritos'un "Sağlığımızı nasıl koruyup, uzun ömür süreriz?" sorusuna verdiği cevaptır. Ancak her ne kadar Demokritos dışımızı zeytinyağı ile yıkayalım dedi ise de zeytin ve zeytinyağı içten de bir çok derde şifadır.

Şeker HastalarınaBir tutam zeytin yaprağını bir bardak suya atın, kısık ateşte bir kaç dakika demleyin. Yarım saat beklesin ve süzün. Yemeklerden yarım saat önce bir çay bardağı için. Böylelikle şeker düşürücü etkisi olduğu bilinmektedir.

Burnunuza DamlatınSinüzitten, burun tıkanıklığından şikayetçi olanlar damlalıklı bir şişeye koydukları zeytinyağını akşam yatmadan önce ve sabah kalkınca her burun deliğine ikişer damla zeytinyağı damlatırlarsa çok faydasını göreceklerdir. Bunun yanı sıra yine aynı şikayetler için zeytin yaprağının buğusu da iyi gelir.
Zeytin yaprağı ve kabuğunun tansiyon düşürücü etkisi de vardır.

Bir Bakalım İçinde Neler Var?100 gr. zeytinde 224 kalori bulunur. Kolesterol ise 0 değerdedir. Kalsiyum, fosfor, sodyum, demir, folik asit, magnezyum, potasyum, B6-A ve bir miktar da B1-B2 vitaminlerini bünyesinde barındıran zeytin, sahip olduğu yağ ile karaciğer ve safra yollarının en iyi ilacıdır.

Kekikle: Önerilen en yararlı yeme şekli üzerine limon, zeytinyağı ve kekik ilave edip tüketilmesidir. Bu şekilde hazırlanan zeytin bekletilerek yenilirse soğuğa karşı vücudun direncini artırır.

Hücre YenileyiciZeytin, ihtiva ettiği vitamin ve mineraller sebebiyle hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.

Tırnaklarınıza da Zeytinyağı: Sık sık tırnak kırılmalarından şikayetçi iseniz limon ve zeytinyağını karıştırıp bununla akşamları tırnaklarınızı ovabilirsiniz.

Direncinizi ArttırınDirenciniz artması ve vücudunuzun güçlenmesi için zeytinyağı sürdüğünüz ekmeğe biraz kekik ekeleyip fırında kızartın, çıkarttıktan sonra biraz da dövülmüş halde olan fındık veya ceviz ekleyebilirsiniz.

Zeytinyağını Kullanmanın En ideal Yolu: Kızartmalarınızda, ızgaralarda, salatalarda veya yemeklerinizde kullandığınız zeytinyağı lezzet için kafi gelebilir. Yeter ki siz uygun bir zeytinyağı kullanın. Unutmayın halis bir zeytinyağı lezzet için neredeyse yeterlidir.

Saklama işlemi: Zeytinyağının dayanıklı bir besin maddesi olduğunu, iyi bir cins zeytinyağını tadı bozulmadan ve besin değerini kaybetmeden teneke kutusunda iki yıl kadar saklayabileceğinizi unutmayın.

• Zeytinyağınızı kullandıktan sonra ağzını sıkıca kapatmanız gerekir. Aksi takdirde oksidasyona girer ve tadının bozulmasına neden olur.
• Loş ve serin yerde saklamalısınız. Özellikle güneş ışığından ve sıcaktan uzak tutmalısınız. Aşırı sıcak ekşimeye neden olur.
• Zeytinyağını asla buzdolabında muhafaza etmeyin. Çünkü zeytinyağı soğukta donar ve pütür pütür olur. Isındığında ise yoğunluğu yağa karışır ve normal kıvamını değiştirir.

Zeytinyağı Türlerini Tanıyalım
Naturel Zeytinyağı : Yeşilimsi sarı renkte, zeytinin kokusu ve tadını en yoğun ve en tabii şekilde muhafaza eden Allah'ın cc. bize sunduğu en kaliteli besin maddelerinden birisidir. Naturel yağların içinde en makbul olanı ise sızma olarak bilinen ve asit oranı en fazla % 1 olan zeytinyağıdır. Bu yağ genellikle çiğ olarak tüketilir ve salatalarda kullanılması en uygun olanıdır.


Rafine Zeytinyağı : Asit oranı fazla olan zeytinyağının yenilebilir nitelikte olabilmesi için rafine edilmesi gerekir. Fiziksel rafinasyon işleminden sonra elde edilen yağ hemen hemen 0 asit oranında ve yağın kalitesini bozan maddelerden arındırılmıştır. Ülkemizde "light" ya da rafine zeytinyağı olarak bildiğimiz yağ daha çok Amerika ve Rusya gibi zeytinyağının kuvvetli lezzetine alışık olmayan ülkelerde kullanılmaktadır.

Riviera : Riviera olarak tanıdığımız zeytinyağı ise rafine ve naturel yağların belli oranlarda karışımından elde edilir. Özellikle yemeklerde ve kızartmalarda kullanılır.
Karışım oranları ve naturel zeytinyağının niteliği ile rivieranın lezzeti ve kalitesi doğru orantılıdır . Asit oranı ise en fazla % 1 dir.

Barış ve dostluğun simgesi olan zeytini ve ondan mamul zeytinyağını sofralarınızdan eksik etmeyiniz.

Yumuşacık El ve Ayaklar için: Zeytinyağını bir çay kaşığı selenle karıştırıp el ve ayaklarınıza iyice yedirin. Ayağınıza yün çorap, ellerinize de yün eldiven giyip 15 dakika kadar bekletin. Sonra ellerinizi ılık su ile yıkayın, üzerine de vazelin sürün. El ve ayaklarınız yumuşacık olacaktır.

Sağlıklı bir yaşam için,alınan besinlerin iyi bir şekilde sindirilmeleri,sindirilmeyen artıkların ise vücuttan dışarı atılması gerekir.Dışkının vücuttan atılmasındaki zorluk haline de "kabızlık" denir.Özellikle zayıflama diyetlerinde bu periyot gün aşırıya çıkabilir.Alışılagelmiş beslenme düzeninde azaltmaya gidildiğinde dışkılama periyodunda meydan agelecek bir-iki günlük sapma normal karşılanıyor.Ancak bu süre uzadığında bağırsaklarda bekleyen atıklara dğerleride ekleniyor.Bu kolon bağırsağın genişlmesine yol açıyor.Bağırsaklarda bekletilen atıkların suyunun da bağırsak tarafından emilmesi de katılaşmaya ve dolayısıyla da kabızlığa yol açar.
Kabızlığın başlıca sebeplerinden bazıları; Çok çay içmek, fazla miktarda elma, armut, ayva gibi meyveler yemek, portakal, mandalina ve limon gibi meyveleri kabuğuyla yemek, magnezyum eksikliği, yeterince sıvı almamak ya da fiziksel hareketsizlik.
Uzamanlar çayda bulunan tanen maddesinin vücuda fazla alınmasının bağırsak hareketlerini bozduğunu ve tembellik oluşturduğunu belirtiyorlar. Gün boyunca içilien 3-4 bardak açık çay kabızlığa neden olmazken, 4-5 bardak demli çay kabızlığa yol açabilir.Elma ve armuttaki pektin maddesi de kabızlığa yol açan sebeplerden... Kabızlıkta ifli posalı bitkiler almak gerekiyor fakat bunları baklagillerden,taze sebzelerden, fazla saflaştırılmamış tahıl ürünlerinden, meyvelerden almamız gerekiyor. Magnezyum eksikliği de kabızlıpın başka bir nedeni. Bu durum genellikle kadınların mentrasyon(adet dönemi) öncesi yaygın. Ayrıca idrar söktürücü ilaçlar kullanılan bireylerde de magnezyum eksikliği görülmekte.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder