20 Eylül 2010 Pazartesi

HİNDİBA

Hindiba - ( Taraxacum officinale / Aslandişi / Radıka )

Çimenliklerde rahatsız edici bir ot olarak görülen bitki , acı çeken insanlık için çok güçlü bir şifa kaynağıdır . Nisan ve Mayısta tüm tarla kıyılarında , çayırlarda ve çimenlerde çiçeklenir. Bu tür, sarı çiçekli, çok yıllık, süt taşıyan küçük bitkilerdir . Yapraklar rozet halinde tabanda toplanmış olup , kenarları derin loplu ve dişlidir. Rozet yaprakları bazı kentlerimizde ilkbaharda sebze olarak satılmaktadır. Bitki çok ıslak yerleri sevmez. Yapraklar çiğnenmeden önce, kökler, ilkbaharda veya sonbaharda, çiçek sapları ise, çiçeklenme sırasında toplanır Bitkinin tümü şifalıdır. 
 Kara Hindiba Resimleri

Yabani hindiba (Cichorium intybus L.): Hindibai berri adıyla da bilinir. 1 metreye kadar yükselebilen çok yıllık otsu bir bitki olup, yaprakları parçalı ve tüylüdür . Çiçekleri açık mavi ve nadıren beyaz renklidir . Anadolu'da yaygın bir bitkidir . Özellikle boş tarlalarda ve yol kenarlarında yetişir. Inülin, uçucu yağ, acı maddeler ve glikozitler taşımaktadır . Kavrulmuş köklerinin toz elde edilmesiyle elde edilen ürün Avrupa'da kahve yerine kullanılmaktadır.

Hindiba'nın sebze olarak kullanılan ve bostan hindibası, endiv, frenk salatası, ve göynek adlarıyla da bilinen (Cichorium endivia L.-Compositae) bir türü vardır. Bu tür 50-100 cm boyunda, 1-2 yıllık , yaprakları parçalı ve tüysüz otsu bir bitkidir. Türkiye'de yabani olarak bulunmaz . Bahçe ve bostanlarda (Istanbul,Bursa) sebze olarak yetiştirilmektedir. Eskiden beri tedavide çok önemli bir drogdur. Dioscorides döneminden beri tedavi kitaplarında kayıtlıdır. Ibn-i Sina bu bitkinin yapraklarının yıkanmadan ve soğuk su ile yapılan ekstrelerinin kullanılmasının gerektiğini savunan özel bir kitapçık hazırlamıştır. "Hindiba Risalesi" denilen bu kitapçıktan yazmalar Istanbul kütüphanelerinde bulunur.

Müslümanlar arasında hindiba üzerine cennet çisentisinden damladığı’na bu nedenle de hindiba yapraklarının yıkanmadan yenmesi gerektiğine inananlar vardır.

Hindiba, kış dinlenmesine çekilen bitkilerden değildir ve yaprakları kar altında bile gelişir

Alçak gönüllü bir dostBahçe ile uğraşanlar en ufacık rüzgarlarda bile ince lifleri dağılan yabani hindibayı yok etmek için durmadan ilaç sıkacaklarına çiçek açmalarını bekleyip kökleri ile beraber topraktan söküp çıkarsalar daha akıllıca iş yapmış olurlardı.

Öyle pek heybetli görünüşü olmayan hindiba, alçak gönüllülüğünden olacak yer yurt seçmez dünyanın her yerinde yetişir.

Hindiba Kahvesine Ne Dersiniz ?: Kökleri kurutulduğu vakit kahve olur hindibadan. Yapraklarından da olağanüstü lezzetli yemekler yapılabilir.

Bol A Vitamini: Biraz bekletilince hafif acılaşan yaprakları uyuşturucu bir etki yapar. En iyi hazırlanış biçimi kaynatmadan önce tuzlu suya yatırmak ya da suyunu sürekli boşaltarak bir kaç kez kaynatmaktır. Yabani hindiba yapraklarında gram başına havuç ve salatada olduğundan yedi kat daha fazla A vitamini vardır.

Bundan BaşkaHindibanın içinde ayrıca B, C, G vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, fosfor, demir ve kanı temizleyip alkalize eden doğal sodyum da bulunur. Idrar söktürücü ve kan şekerinin dengesini sağlamakta yararlanabileceğinizi de unutmayın.

Doğal InsülinEnginar ve karabiber gibi yabani hindibanın da doğal insülin içerdiğini bir yere not edin. Kızılderililerin hindibayı sakinleştirici olarak da kullandıkları bilinmektedir,
Ibni Sina'dan:"sonbaharda kuru ve tuzlu nesneleri tamamen bırak, ağzına koyma. Bunlar insanda her türlü illetin meydana gelmesine sebep olurlar. Peynir olsun, balık olsun tuzda yatırılmış her nesne bu mevsimde kötüdür. "

KarahindibaKarahindibanın filiz halindeki bitkisi ve kökü beraber kullanılır. Son derece güçlü bir idrar sökücüdür.
Bağırsak, safra, karaciğer rahatsızlıklarında mükemmel bir ilaç vazifesi görür. Içerdiği mineral tuzların yanı sıra, metabolizma hastalıklarına karşı çok önemli tedavi edici maddeler içerir. Kan temizleyici etkisi sayesinde, romatizma ve gut hastalıklarında da yardımcı olur.

Bunlar için bir bardak kaynamış suya 2 -3 çay kaşığı karahindiba koyup 10 dakika demleyin. Karahindibanın taze yapraklarını sıkıp elde edeceğiniz suyu da içebilirsiniz. Ayrıca Karahindiba suyu iyi bir cilt ve diş temizleyicidir.

Hindiba saplarıÇiçekleriyle birlikte yıkanan kara hindiba sapları, çiçeklerinden ayrılarak, günde 5-10 tane yenebilir. Karahindiba sapları şeker hastalığında kullanılır. Şeker hastaları bu saplardan günde 10 tane kadar, bitki çiçekli olduğu sürece yemelidirler. Saplar çiçekleri ile birlikte yıkandıktan sonra çiçekler koparılır ve saplar yavaş yavaş çiğnenerek yenir. Bu saplar acımsı, gevrek ve suludur; kıvırcık salatanın tadını andırırlar. Sık sık hastalanan ve kendilerini kötü hisseden kişiler, 14 günlük bir hindiba çiçek sapı kürü uygulamalıdırlar. Beze şişkinliklerinde 4 haftalık taze çiçek sapı kürü uygulanır.  Taze çiçek sapları, deri kaşıntılarını , egzamaları ve temriyeleri iyileştirebilirler . Mide sıvılarını düzene sokar ve mide de birikmiş maddeleri temizler. Ayrıca hiç ağrısız, safrakesesi taşlarını söker, karaciğer ve safrakesesinin çalışmalarını düzenler.

Ancak Dikkat!Karahindiba safra yolları veya bağırsak tıkanıklığında bir doktora danışılmadan kullanılmamalıdır.

Sarılık ve dalak hastalıklarındaSarılık ve dalak hastalıklarında da hindiba kullanılır. Hindiba kökü, çiğ yenildiğinde veya kurutulup çay biçiminde kullanıldığında, kan temizleyici , sindirim kolaylaştırıcı, ter ve idrar söktürücü ve canlandırıcı etkilere sahiptir. Bu kökler kanı inceltir. 

Kozmetik olarakEski bitki kitaplarında, hindiba yapraklarının ve köklerinin kaynatılıp suyunun kozmetik olarak kullanıldığı yazılıdır. Kadınlar gözlerini ve yüzlerini onunla yıkıyor ve böylece saf bir görünüm kazanabileceklerine inanırlardı. 

Hindiba çayı: Yarım tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kara hindiba kökü, bir su bardağı dolusu suya akşamdan eklenir, ertesi sabah kaynama derecesine kadar ısıtılır ve süzülür . Bu çay, kahvaltıdan yarım saat önceye ve yarım saat sonraya bölünerek, yudum yudum içilir.

Hindiba salatasıTaze bitkinin köklerinden ve yapraklarından hazırlanır.

Hindiba pekmezi: Bal tadındadır ve içerdiği asitler nedeniyle gerçek balı yiyemeyen (böbrek hastalıkları gibi) kişiler, hindiba pekmezini rahatlıkla yiyebilirler.

İki avuç dolusu kara hindiba çiçeği bir litre soğuk suya eklenir ve hafif ateşte kaynamaya bırakılır . Taşmak üzereyken ocaktan indirilir ve sabaha kadar bekletilir . Ertesi gün hepsi bir süzgece boşaltılır ve çiçekler iyice sıkılır . Bu suyun içine bir kilo şeker eritilir ve ince dilimler halinde yarım limon eklenir( limonun suyu da sıkılabilir). Pekmezi ekşitebileceğinden daha fazla limon kullanılmamalıdır! Tencere kapaksız olarak ocağa konur. Vitaminlerin yitirilmemesi için, ısının çok düşük olması gerekir. Fazla sıvı böylece, kaynamaya gerek kalmadan buharlaşır. Elde edilen kütle bir veya iki kere soğumaya bırakılarak, pekmezin en iyi kıvama gelmesi sağlanır. Uzun süre beklediğinde şekerlenmemesi için, yoğunluğunun fazla olmaması gerekir. Ama ince de olmamalıdır, yoksa bir süre sonra ekşimeye başlar . Kahvaltı ekmeğine sürülebilecek kıvamda, çok lezzetli ve ağdalı bir pekmez olmalıdır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder