26 Ağustos 2010 Perşembe

AT KUYRUĞU

Atkuyruğu - ( Equisetum arvense )

Kırkilitotu veya zemberekotu olarak da tanınır. Ilkbahar başlangıcında, derinlere kök salmış olan köksaptan, önce spor taşıyıcı kahverengi başak sapları çıkar. Düzgün yapılı küçük çam ağaçlarını andıran 40-50cm boyundaki yeşil yaz kuyruğu ise daha sonra çıkar. Çok yıllık, otsu ve çiçeksiz bitkilerdir. Gövdesi silindir biçiminde, dallı veya dalsız, yeşil veya esmer-yeşil renkli, sert ve içi boştur. Yaprakları çok küçük, pul biçiminde ve sivri uçludur. Spor ile çoğalırlar. Spor keseleri verimli gövdelerinin uçlarında başak şeklinde toplanmışlardır. Türkiye'de 7 kadar türü yetişmektedir. Saponin, silisilik asit, tanen ve az miktarda alkaloitler (palustrin, nikotin ve diğerleri) içerirler. 

Atkuyruğu, tarlalarda, dere kıyılarında ve eğimli arazilerde yetişir. Balçıklı toprakta yetişenleri en şifalı olanlarıdır.

Kullanıldığı Yerler:  
Yetiştiği yere göre % 3-16 silisik asit içerir ve bu oran onun şifalı etkinliğini arttırır. Doğal olarak, yapay gübre kullanılan tarlalardan toplanılmaması gerekir. Dalları en ince olan atkuyruğu cinsi genellikle ormanlarda ve orman kıyılarında yetişir. Bu cins de şifalıdır. Bataklık, karasuluk yerlerde ve dağlık meralarda yetişen, parmak kalınlığında saplı ve yüksek boylu bitki ise yalnızca dıştan, banyo katkısı (oturma banyosu) olarak kullanılmalıdır! Çayı yapılacak bitkilerin, tarlalardan, orman kıyılarından ve dere kıyılarından toplanması gerekir. Genç sürgünleri yiyen hayvanlarda, kan işemesi ile belirlenen zehirlenmeler görülür. Özellikle sığır ve atlar bu bitkiye karşı duyarlıdır. Kurutma ile zehirlilik etkisi azalmaz. Insanlarda da aynı şekilde zehirlenme belirtileri görülmektedir. Bu nedenle dikkatle kullanılması ve belirtilen miktarların üzerinde kullanılmaması gereken bir drogdur.

Bu bitki, özellikle kanama durdurucu özelliği ve ağır mesane ve böbrek hastalıklarında sağladığı başarılar sayesinde eski çağlardan beri tanınmaktaydı. Atkuyruğu , kanamalarda, kan kusmalarda , mesane ve böbrek rahatsızlıklarında , taş ve kum rahatsızlıklarında, benzeri bulunamaz ve yeri doldurulamaz bir şifalı bitkidir . Eski rahatsızlıklarda, çürüyen yaralarda ve hatta kanser türü çıbanlarda bile atkuyruğu alışılmamış hizmetler sağlar . Genellikle, ıslak ve sıcak bitki nemli bezlere yatırılarak , hasta bölgeye kompres (bitki lapası) olarak uygulanır. ilerleyen yaşlarda sürekli olarak atkuyruğu çayı içmek oldukça yararlıdır . Tüm romatizma, gut ve nevraljik ağrılar böylece yok olur ve sağlıklı bir yaşlılık devresi yaşanabilir. En ağır kanamalar veya kan kusmaları, atkuyruğu çayı içilerek en kısa sürede iyileştiği de rivayet edilir. Ağrılı mesane üşütmeleri ve kramplara karşı , kaynatılmış bitkinin buğusu 10 dakika kadar mesane bölgesine uygulanır. Bu tedavi biçimi birkaç kere yinelendiğinde hastalık tümüyle atlatılır. Birdenbire işeyememe başlayarak ağrılar içinde kıvranan yaşlı kişiler, doktor tarafından idrar bir hortum aracılığı ile boşaltılmadan , buğu kompresleri sayesinde ağrılardan kurtulabilirler. Böbrek kumu, böbrek ve mesane taşlarında, sıcak atkuyruğu tam banyoları alınır ve aynı zamanda da atkuyruğu çayı içilir ve basınçlı bir biçimde boşaltabilmek için, idrar elden geldiğince tutulur. Taş, bu durumda genellikle düşürülür. Sıvı dışkılayıcı ilaçlar yetersiz kaldığında, atkuyruğu yardımcı olur . Örneğin , kalp dış zarında ve akciğer zarında su toplanması veya kızıl hastalığından sonraki böbrek düzensizliklerinde ve sıvı dışkılama düzenini bozan mikroplu hastalıklardan sonra . Sonuç olarak, onun böbrek ve mesane sistemi için dıştan ve içten kullanılabilen seçkin bir bitki olduğu söylenebilir. Böbrek çanağı iltihaplarında bir tek atkuyruğu katkılı banyo oldukça etkilidir. Bu durumda (yani yalnızca dıştan kullanmak için), parmak kalınlığında sapı olan uzun boylu atkuyruğu, bataklık ve karasuluk bölgelerden toplanır ve böbrek çanağı iltihaplarında, dıştan kullanılarak, hemen etkisini gösterir. 

Zor bir doğum sonrasında, genç annelerde bazen, görme bozukluklarına rastlanır; çünkü doğum sırasında annenin böbrekleri bir hayli zorlanır. Atkuyruğu oturma banyoları, dıştan yaptığı etki ile böbreklerin kan dolaşımını yoğunlaştırarak, onların gözler üstündeki basınçların azalmasını ve böylece görme bozukluklarının giderek düzelmesini sağlar. Atkuyruğu, bir yandan kanama durdurucu özelliğe sahipken, öte yandan da, çok önemli bir böbrek ilacıdır. Atkuyruğu çayı içildikten sonra, bol miktarda koyu renkli idrar dışarı atılacaktır. Ödemlerde de etkisi çok çabuk görülen bir bitkidir .” Ödemi iyileştirecek ilaçlardan olumlu sonuç alındığında, tüm öteki bitki çayları bir tarafa bırakılarak günde 2-3 bardak atkuyruğu çayı gün boyuna yayılarak , yudumlanarak içilmelidir . Edinilmiş deneyimlere göre, ödem gerileyecektir . Kaşıntılı egzamalarda, kabuklu, iltihaplı, kılları dökülmüş olsa bile, atkuyruğu kaynama suyu ile yapılan banyolar veya kompresler büyük yardım sağlar. Kaynama suyu ile yapılan yıkamalar ve banyolar, dolamalara, bacaktaki açık yaralara, işleyen eski yaralara, kanser türü çıbanlara, fistüllere, kıl dibi iltihaplarına ve deri tüberkülozuna karşı başarılıdır. Dinmeyen burun kanamalarında , bitki kaynama suyu soğutulduktan sonra, kompres biçiminde buruna uygulanır. Kan dindirici olarak, akciğer, dölyatağı (rahim), basur ve mide kanamalarında, içten çay biçiminde kullanılır. Bu tür olaylarda doğal olarak, bitkinin uzun süre kaynatılması gerekir . 

Atkuyruğu çıban otu ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, kan temizleyici özelliği sayesinde, atardamar sertliğine ve unutkanlığa karşı başarılı olacaktır. Kepekli saçlar, atkuyruğu kaynama suyu ile her gün yıkanır ve saç diplerine zeytinyağı ile friksiyon (ovarak sürme) yapılır. Kepekler kısa sürede yok olacaktır. Binbirdelikotu ile eşit oranda karıştırılarak demlenen atkuyruğu çayı günde 1-2 bardak içilip, akşamları da kuru yemek yendiğinde, yatağa işeme olayı önlenebilir. Bu çay aynı zamanda, bademcik iltihabı, ağız boşluğu ve dişeti kanamalarında ve iltihaplarında, fistüllerde ve polüplerde gargara biçiminde kullanılır. Kadınların beyaz akıntılarında, atkuyruğu oturma banyoları alınmalıdır. Bitkinin, kronik bronşit ve akciğer tüberkülozuna karşı oldukça etkili olduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır ! Düzenli çay içimi ile silisik asit alımı sayesinde akciğer tüberkülozu iyileşirken , bir yandan da, hastalığın yaratmış olduğu genel güçsüzlük durumu sona erer. Yeni bazı araştırma sonuçlarında , uzun süre düzenli biçimde atkuyruğu çayı içildiğinde , kötü karakterli şişliklerin (tümörlerin) büyümelerinin durduğu ve sonunda yok oldukları söyleniyor. Dölyatağındaki ve anüsteki polipler ve eklem sıvı kesesi iltihapları bile bu yöntemle geçirilebilir. Bu tür olaylarda atkuyruğu buğu kompresi ve oturma banyoları yardımcı olarak uygulanmalıdır. Bu buğu kompresleri , kramplı mide rahatsızlıkları, karaciğer ve safra kesesi düzensizliklerinde ve yukarı doğru oluşturdukları basınçla kalp çalışmasını etkileyen ağrılı birikimlerde yardımcı olur . En ağır bel kemiği sakatlıkları bile, eğer bir sinirin sıkışması sonucunda oluşmamışlarsa, atkuyruğu oturma banyoları ile iyileştirebilirler. Röntgen filminde, yaşlılık nedeniyle aşınmış eklemler saptanmış olsa bile , bu durum ağrı çekmeyi gerektirmez ! Hastalığında yukarı doğru basınç yapmaya başlayan bir böbreğin, bel kemiği boyunca uzanan sinirlere dayanması sonucu bu tür ağrılar oluşabilir. Bir atkuyruğu oturma banyosu, böbreklere derinlemesine yaptığı etki ile , onların yukarı doğru olan basınçlarını yok eder .

Atkuyruğu çayıYarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki , orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür . Günde 2-3 bardak içilir .

Oturma banyoları: En iyisi , bataklık ve karasuluk yerlerde yetişen kalın saplı ve uzun boylu bitkinin kullanılmasıdır. Bir banyo için , beş litrelik bir kova dolusu bitki gerekmektedir  . Oturma banyolarında , böbrekler suyun içinde kalmalıdır . Banyo süresi 20 dakikadır . Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornoza sarınarak bir saat kadar yatakta terlendikten sonra kurulanılarak, kuru iç çamaşırı giyilir. Oturma banyosu suyu , sonradan ısıtılarak , iki kere daha kullanılabilir.   4-5 litrelik bir kova dolusu taze bitki veya 100g kurutulmuş bitki , akşamdan 3-4 litre suya yatırılır. Ertesi gün kaynama derecisine kadar ısıtılır ve süzüldükten sonra küvet içindeki banyo suyuna eklenir

Buğu Kompresi : İki avuç dolusu ince kıyılmış bitki bir süzgece koyularak , içinde su kaynamakta olan bir kabın üstüne yerleştirilir ve üstü kapatılır. Kompresin soğumamasına özen göstermek gerekir! Birkaç saat veya gece boyunca etkilememeye bırakılır.

Lapa kompresi: Taze bitki iyice yıkanır ve bir tahta tablanın üstünde lapa haline gelene kadar ezilir .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder